art pop ne demek?

Art pop, geniş tanımlı bir pop müzik türü1 olup birçok müzik-dışı sanat etkinliğini içine alır: pop art, sinema, avangart edebiyat, güzel sanatlar, sanat okulu çalışmaları ve moda. Sanatçılar bu kapsamda yüksek ve alçak kültür arasındaki çökmüş sınıra vurgu yaparlar ve bunu yaparken rock müzik veya geleneksel pop dinleyicilerinin normlarından uzaklaşmaya çalışırlar.2 Ustalık, tarz veya ironi kavramları, türle ilişkilendirilmiş sanatçıların genel olarak odağındadır.

Özellikler

Art pop, işaretlerin kişisel dışavurum üzerine manipüle edilmesini vurgular. Romantik müzik ve özerk art rock (ya da diğer adıyla progresif rock) geleneğinden farklı olarak gündelik ve kullan-at hayatın estetiği üzerinden ilham alır. Sosyomüzikolog Simon Frith, sanatın pop müziğe olan tahsisini, rock müziğe olanınkinden ayırarak, pop müzikte sanatın tarz, jest ve tarihî dönemlerin/tarzların ironik kullanımı gibi daha özel kaygılar taşıdığını vurgular. Frith, postmodernizm akımının yüksek/alçak kültür sınırlarını yıkma prensibine yönelik, art pop sanatçılarının sosyolojik yorumlama ve tarihî doğruluk kavramlarını bulandırarak bunun yerine ustalık kavramını sorguladığını ve vurguladığını belirtir. Tarzın en odaklanılan noktaları, bir yapım ve ustalık işi olarak öz ile beraber3 terim, imaj, süreç ve duygulanım icatları ile meşgul olmaktır.4 Kültür teorisyeni Mark Fisher, art popun gelişiminin pop, sanat ve modanın üçgenleştirilmesiyle evrildiğini yazmıştır.5 Frith'e göre art pop, "üç aşağı beş yukarı" Pop art'tan esinlenir.

Eleştirmen Stephen Holden'a göre art pop, kasten klasik müziğin ve şiirin biçimsel değerlerini amaç edinen fakat bu işleri saygı duyulan kültür varlıklarına yönelik olmaktan ziyade, sıklıkla ticari kaygılarla pazarlayan herhangi bir pop tarzıdır.6 The Independent ve Financial Times yazarları, art pop müziğin, kendi dinleyicileriyle geniş pop müzik kitleleri arasında belli bir mesafe tutmaya çalıştığını belirtir.78 The Independent yazarı Nick Coleman ise şunları yazmıştır: "Art-pop kısmen tarz ve duruşla alakalıdır; ancak özünde sanatla alakalıdır. Yani, pop bağlamında, saf biçimciliği toplum tarafından kabul edilebilir hale getirmektir.9

Tarih

Arka plan

20. yüzyılın ikinci yarısında sanat ve pop müzik arasındaki sınır gittikçe bulanıklaştı. 1960'larda John Lennon, Syd Barrett, Pete Townshend, Brian Eno ve Bryan Ferry gibi pop müzisyenleri, öncesinden edindikleri sanat okulu çalışmalarından ilham almaya başladılar. Frith'e göre, Britanya'da sanat okulu "parlak işçi sınıfı çocukları için geleneksel bir kaçışı temsil ediyordu ve The Beatles gibi genç gruplar için bir kuluçka ortamı oluşturuyordu". Kuzey Amerika'da art pop, Bob Dylan ve Beat Kuşağı'ndan ilham alıyordu ve folk müziğin şarkıcı-söz yazarı akımından etkilenerek daha edebî bir hal aldı.10 1970'ler başında progresif/art rock türü Britanya'nın en çok ticari başarı gösteren türleri olmadan önce, 1960'lardaki psychedelic hareket, sanatı ve ticareti bir araya getirerek kitlesel bir ortamda "sanatçı" olmanın ne anlama geldi sorusunu ön plana çıkardı. Progresif müzisyenler, sanat statüsünün kişisel özerkliğe dayandığını düşündüler ve dolayısıyla "progresif" rock grupları için genel strateji kendilerini pop etkinliğinin de "üzerinde" icracı ve besteci olarak sunmaktı.

Art pop'un gelişimi üzerindeki bir diğer başat ilham kaynağı Pop art hareketiydi.11 "Pop art" terimi ilk defa kitleler için üretilen ürünlerin estetik değerini tanımlamak üzere ortaya çıktı ve bu tanımıyla o sırada devam eden (erken dönem Pop art ikonlarından olan Elvis Presley de dahil) rock and roll fenomenine uygulanabilir durumdaydı. Frith'e göre: "[Pop art] sanatçılar olmadan bir sanat olarak Romantisizm'in sonunu işaret ediyordu. Progresif rock, bohemlerin son iddiasıydı ... Böyle bir bağlamda kilit rol üstlenenler, Pop art teorisyeni [[Richard Hamilton (sanatçı)|[Richard] Hamilton]] veya kitle pazarındaki çıkarları için Pop art'ın sadece akademik hayranları olarak kalan Britanyalı sanatçılar değildi; Andy Warhol'du. Warhol için en kayda değer konu 'yüksek' ve 'alçak' sanatın karşılaştırmalı meziyetleri değildi; ona göre asıl konu tüm sanat ile 'ticaret' arasındaki ilişkiydi." Warhol'un Factory evinden Amerikalı bir grup olan The Velvet Underground, Warhol'un sanat/pop sentezine öykünüyor, onun sadeliğe olan vurgusunu yankılandırıyor; art rock'a sanatsal sunumda yansıyan geleneksel hiyerarşileri ihmal eden modernist avangart bir yaklaşım getirerek öncülük yapıyordu.

1960'lar: Köken

Holden, art pop'un kökenini Phil Spector ve The Beach Boys grubundan Brian Wilson (ikisi de Amerikalı) gibi müzisyenlerin sözde-senfonik dokuları pop kayıtlarına yamadığı; The Beatles'ın yaylı çalgılar dörtlüsü kullanmaya başladığı 1960'lar ortasına dayandırır.12 Yazar Matthew Bannister'a göre Wilson ve Spector, "kendilerini yaptıkları sanattan uzaklaştırdıkları stüdyolarında inzivaya çekiliyorlar"dı ve Warhol'a benzer bir şekilde Spector'ın da "süreçte sadece bir isim olarak değil, medya yüzünün de arkasında bütün süreçleri organize edip kontrol altında tutan prensipler bütünü şeklinde görev aldığını" öne sürdü. "Her iki isim de büyük ticarî başarılar elde etti ve her ikisi de kendi yaratılarında aynı anda hem var hem de yoktular." Yazar Erik Davis, Wilson'ın art pop'unu "müzik tarihinde tek" olarak addetti,13 iş ortağı Van Dyke Parks ise Wilson'ı Warhol ile sanatçı Roy Litchenstein'nın çağdaş işleriyle karşılaştırdı ve Wilson'ın sıradan gündelik malzemeyi alıp "yüksek sanat" konumuna ulaştırma yeteneğine değindi.14 The Beach Boys'un "California Girls" (1965), "God Only Knows" (1966) ve "Good Vibrations" (1966) teklileri, müzik eleştirmeni Thor Christensen tarafından art pop "vahiy"leri olarak kabul edilmektedir.15

Pop müziğin baskın formatı teklilerden albümlere evrildiğinde, birçok rock grubu sanatsal ifade barındırmaya dönük işler yapmaya başladı ve böylece art rock filizlendi.16 Wilson'ın 1966–67 aralığında kaydedilip yayımlanmayan Smile albümü "büyük art pop albümü"17 yapmaya ve "seçkin psychedelic pop sanatı ifadesi" ortaya koymaya dönük bir girişim olarak tasvir edilegeldi.18 The Who, menajerleri tarafından "ilk pop art grubu" olarak etiketlenmişti ve grubun üyesi Pete Townshend şunları dedi: "Pop art kıyafetler, pop art müzik ve pop art davranışları temsil ediyoruz … sahne dışında değişmiyoruz; pop art yaşıyoruz." Frith, grubun The Who Sell Out (1967) albümünü "muhtemelen pop art şaheseri" olarak addetti ve The Who'yu ticaretin kendi "diriliği"ni kullanmakla ilişkilendirdi. Bu son taktik, Roy Wood'un The Move ve Kevin Godley ile Lol Creme'in 10cc oluşumları tarafından da takip edilecekti. Townshend'in fikirleri, ticarete dönük vurgular nedeniyle kayda değerdir: "[onun] Pop art söylemini kullanışı ... öz-dışavurum gibi bilinen bir müzik-yapımına yönelik değildi; paketleme, satış, tanıtım, popülerlik ve yıldızlık sorunlarına dönük ticarî bir müzik-yapımına dönüktü." Colin Larkin, The Beatles'ın 1967 albümü Sgt. Pepper's Lonely Hearts Club Band{{'}}ı "[Albüm] sadece bir pop albümü değildi, aynı zamanda bir kültür ikonuydu ve 60'ların genç kültürünün bileşenlerini kucaklıyordu: pop art, gösteriş modası, uyuşturucu, hızlı mistisizm ve ebeveyn kontrolünden özgürleşmek," şeklinde tanıttı.19ın kapağını parodiledi.}} Yazar Michael Johnson, art pop müziğin The Beatles'a ardıl olarak hep devam ettiğini fakat onların popüler başarısının hiçbir zaman yakalanamadığını yazdı.

1970'ler: Glam ve post-punk

Müzik yazarı Paul Lester, "maharetin altın çağı, akıllı art-pop, pop camiasında 'postmodern' terimi duyulmadan çok önce, 10cc, Roxy Music ve Sparks'ın birbirleri içinde farklı tarzlar ve çağlarla karışıp eşleştiği zamanlarda çoktan yaşanıyordu."20 1970'lerin erken dönem glam rock perdesi, yine sanat okulu hassasiyetlerine yüzünü dönmüştü. Glam, tuhaf kostümleri, teatral performansları, kullan-at pop kültürüne dönük kinayeleriyle bütünleştirerek, rock müzikte beliren en görsel akımlardan biri oldu. Roxy Music, David Bowie ve eski Velvet Underground üyesi Lou Reed gibi sanatçılar, art rock'ın modernist avangart koluyla ilişkili etkinliklerine devam etti. Eski bir sanat okulu öğrencisi ve ressam olan Bowie, sanatının merkezine aldığı görselliğe paralel olarak görsel sunumlar üretti21 ve bunu yaparken kullandığı art pop konseptini, Warhol ve The Velvet Underground'dan ilham aldı.22 Frith'e göre Roxy Music, "prototipik bir art pop grubu"ydu. Grubun asıl ismi Bryan Ferry, akıl hocası olan pop art öncüsü Richard Hamilton'dan aldığı ilhamı kullanırken,23 aynı şekilde synthesizer müzisyeni Brian Eno, teorisyen Roy Ascott'tan sibernetik ve sanat çalışmaları konusunda esinlenmekteydi.24

Frith, Ferry ve Bowie'yi "Britanya pop'unun en göze çarpan ilham kaynakları" olarak gösterdi ve bu konuda her ikisinin de "ticari bir sanat olarak pop" ile ilgilendiğini yazdı. Buna ek olarak ikisinin de Gary Glitter'ın aşırılığından farklı olarak, glam rock'ı ciddiye alınacak bir sanat formuna dönüştürdüğünü belirtti. Bu durum, etkili bir şekilde progresif rock'ı yeniden tanımlanırdı ve medya şöhreti konusunda Romantik sanatçı fikrini yeniden canlandırdı. Armond White'a göre, Roxy Music'in pop art uygulamalarıyla ilgili oluşu, etkili bir biçimde "pop'ta yüzeysel havailik ve derin zevklerin etkili ve meşru amaçlar olduğunu" gösteriyordu.25 Grubunu terk ettikten sonra Eno, art pop tarzlarını bir seri deneysel solo albümle keşfe çıkarak26 Warhol'un argümanlarını kendi çağdaşlarından daha farklı bir yöne ilerletti. Eno, 1970'ler pop müziğinin her alanında yer alan bir sanatçı olunca, Bowie'nin, Talking Heads'in ve diğer birçok punk ve post-punk kayıtların (John Cale ile beraber) arkasındaki önemli isim oldu.

Kültür teorisyeni Mark Fisher'a göre, Bowie ve Roxy Music'in İngiliz tarzı art pop'u, Britanyalı grup Japan ile zirveyi gördü. The Quietus, Japan'in 1979 albümü Quiet Life ile (Bowie'nin 1977 albümü Low{{'}}a benzer bir şekilde) "mesafeli, cinsel olarak muğlak ve düşünceli Avrupa tarzı bir art pop" tanımladığını ifade etti.27 Fisher, Alman elektronik müzik grubu Kraftwerk'i28 ve diğer bazı 1970'ler sonu post-punk, endüstriyel müzik ve synthpop sanatçılarını/gruplarını art pop gelenekleri içine dahil etti.29 Amatör punk kültürünü izleyen süreçte, daha önce Bowie ve Roxy Music tarafından el atılmış sanat okulu geleneğine bir dönüşü işaret eden post-punk dönemi görüldü.30 Bu yeni akımdan sanatçılar, modernist edebiyattan, modernist sanattan, sinemadan, eleştirel teoriden ilham alarak yüksek ve alçak sanat arasındaki sınırı reddettiler.31 Çokluortam performansına ve görsel sanatlara olan vurgu yaygın hale geldi.

1980'ler–günümüz

Fisher, sonraki dönemlerde Grace Jones gibi sanatçıları ve 1980'lerin Yeni Romantik gruplarını art pop çizgisi üzerinde konumlandırdı.32 Ona göre, art pop'un değişimi, geleneksel rock müzik enstrümantasyonunun ve yapısının reddini ve synthesizer eşliğinde yeni dans müziği tarzlarının yaygınlaşmasının savunulmasıyla oldu.33 Eleştirmen Simon Reynolds, Britanyalı şarkıcı Kate Bush'u "art-pop'un kraliçesi" olarak öne sürdü ve sanatçının 1970'ler ve 1980'ler boyunca ticarî pop başarısından vazgeçmeksizin parıltılı, kavramsal ve yenilikçi tutumunu örneklendirdi.34 Reynolds, sonraki dönem sanatçılarından Grimes, Julia Holter ve FKA twigs'in Bush'la analog bir bölgede çalıştığını ifade etti.35de, "süreçte bir sanat eseri olan pop yıldızı cazibesinin uzun geleneği" kapsamında incelendi. İncelemde Grimes'ın işlerinde dijital platformları kullanışı üzerinde özel bir vurgu yapıldı.36}} İzlandalı şarkıcı Björk, art pop37 türünün öncü bir ismi olup çok farklı sanat ve popüler kültür biçimlerini birbiriyle entegre etmesiyle bilinir.38 1990'lar boyunca ticarî anlamda art pop'un en başarılı sanatçısı oldu.39 2015'te Björk üzerine yazan The Guardian yazarı Jason Farago şunları söyledi:

Sanat tarihindeki son 30 yılı genel anlamda iş birlikçi teşebbüslerin, yüksek sanat ve alçak sanatın çökmüş sınırının ve medya arasındaki bölümlenmenin bitişinin bir hikayesidir. Pek az kültürel figür, İzlandalı şarkıcı Björk'ün yaptığı gibi farklılıkların anlamsız olduğunu böylesine vurgulayabildi. Björk, trip hop ile 12-tonu birleştirerek, bu iki şey de yok olmadan önce avangardı MTV'ye taşımış oldu.40

Spin dergisinden Julianne Escobedo Shepherd, çağdaş müzikte Amerikalı hip hop sanatçısı Kanye West önderliğinde, görsel sanatların zenginliğe, abartıya ve yaratıcı keşiflere gönderme yaptığı "yeni bir art-pop çağı"na işaret etti.41 Fact dergisi West'in 2008 albümü 808s & Heartbreak{{'}}i bir "art-pop şaheseri" olarak gösterdi ve ardılı olan hip hop müziğine, tarzın günümüzdeki ego tatmini ve gösteriş vurgularının da ötesinde yeni bir etki bırakacağını belirtti.42 The New York Times yazarı Jon Caramanica, West'in "düşünceye sevk eden büyük ölçekli işleri"nin, "ister orta sınıf değerleri, ister yüksek-moda/sanat hayalleri olsun, türünün kapılarını genişlettiği"ni ifade etti.43

Sanatçılar listesi

Notlar

Kaynakça

Bibliyografi

Konuyla ilgili yayınlar

  • (Üyelik gerekli)

Orijinal kaynak: art pop. Creative Commons Atıf-BenzerPaylaşım Lisansı ile paylaşılmıştır.

Footnotes

  1. Aspden, Peter. "The Sound and Fury of Pop Music." Financial Times. 14 August 2015.

  2. Walker, John. (1987) "Bryan Ferry : music + art school" . Cross-Overs: Art into Pop, Pop into Art.

  3. Anindya Bhattacharyya. "Simon Reynolds interview: Pop, politics, hip-hop and postpunk" Socialist Worker. Issue 2053, May

Kategoriler